Ben neredeyse tamamı hekim olan bir ailenin mensubuyum. Bu mesleği mühendislik, mimarlık,tıp gibi bir sürü seçenek arasındaki alternatiflerden biri olarak seçmedim. Diş hekimliği benim için net bir tercihti. Babamın da mesleği olan diş hekimliği hayatıma akademisyen dostlarımız ile yaptığımız araştırmalar sonucu alanında dünyadaki en detaylı eğitimi verdiğini öğrendiğim Nobel ödülleri olan 250 küsur yıllık Semmelweis Tıp Üniversitesi'nin çok kademeli teorik sınavlarına hazırlanarak başladım. Lise döneminde biyoloji ve anatomiye olan hobi seviyesindeki ilgim sebebiyle Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde lise sonrası, üniversite öncesi iki yıl süren premedikal kolej eğitimi için uluslararası akademisyen heyeti tarafından direk muafiyet alarak kabul edildiğim fakültemde başarılı 5 sene geçirerek "dr.med.dent" unvanıyla mezun oldum. Buradaki tezimin konusu, suni ve doğal kemik greftlerinin mukayesesi ile ilgiliydi. Dünyanın her yerinde diploma denkliği olan bu üniversitede sınavsız bir şekilde doktora eğitimine devam etme hakkı elde ettiğim halde hayatımın kalanında nerede yaşamak istediğim ile ilgili bir yol ayrımına geldiğimi fark ederek bir seçim yaptım ve aileme, sevdiklerime yakın olabilmek için ülkeme döndüm. Eğitimimin tamamı İngilizce olduğu için hem günlük kullanımda hem de mesleki terminolojiye hakimiyet açısından yabancı kaynaklara erişim imkanım oldukça artmıştı. Türkiye'ye döndükten sonra akademik hayatıma devam etmek istediğim için Yüksek Öğretim Kurumu'nun düzenlediği Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavı'na (DUS) katılarak Türkiye 16.'sı oldum. Birkaç fakülteyi bizzat gidip gezdikten sonra Selçuk Ortodonti'nin akademik kadrosu beni cezbetti ve ilk tercihim olarak orayı belirledim. Uzmanlık tezimin konusu, ortodontide kullanılan farklı kuvvetlerin kök rezorpsiyonuna (erimesine) etkilerini mukayese etmek ile ilgili klinik deneyler, mikro tomografi incelemeleri ve 3 boyutlu modelleme analizi gibi üç temel aşaması olan önemli bir çalışmaydı. Zorlu bir süreç olsa da sonuçları itibariyle ortodontide ugulanan kuvvetler ile diş köklerinin zarar görmemesini gözetmek açısından mesleğime katkısı oldu diye düşünüyorum. Tezimi ve uzmanlık bitirme sınavını tamamlayarak uzman doktor unvanını kazandıktan sonra, kendisi de diş hekimi olan eşimle birlikte doğup büyüdüğüm memleketim Üsküdar'a dönüş yaptık. Şu an Üsküdar'daki kliniğimizde ben ortodonti alanında ve eşim genel diş hekimliği alanında hizmet veriyoruz. Akademik olarak her sene güncellenen yenilikleri hem yurt içi, hem yurt dışından takip ederek şeffaf plaklar, mini vidalar ve kapaklı braketler gibi tedavileri sentezleyerek uyguluyorum. Ortodonti öyle enteresan bir branş ki, vakaya özel farklı farklı biyomekanik bilmeceleri zihnen çözerken, bir yandan da estetik sanatları ve tıbbi yaklaşımı el üstünde tutmak gerekir. Sonuçta fonksiyon, güzellik ve sağlık birbirini tamamladığında duyulan mesleki tatmin insanı daha çok çalışmaya iter. Bu sebeple zorlu vakalardan kaçmıyor, detaylardan keyif alıyor, en önemlisi de mesleğimi adeta hobi olarak görüyor ve çok seviyorum.